Ad kavmine senin Rabbinin ne yaptığını görmedin mi? Şehirlerde daha önce bir benzeri kurulmamış olan yüksek yapılar sahibi İrem halkına… Ve vadilerde kayaları oyarak kendilerine şehir kuran Semud ahalisine… Ve kazıklar (piramitler) sahibi Firavuna… Bunların hepsi bulundukları şehirlerde hadlerini aştılar, azgınlaştılar. Oralarda bozgunculuk çıkararak kötülüğü yaydılar. Bütün bu yaptıklarının ardından Rabbin üzerlerine azap kamçısını ( felaketler) yağdırdı. Rabbin her zaman olup bitenleri gözetlemektedir. (Fecr Suresi 6-14 )
Bu yazımızda başlıktan da anlaşılacağı üzere modernizm ve şehirleşmeden bahsedeceğiz. Yukarıda ayetlerinin bir kısmını mealen verdiğimiz Fecr suresinde Rabbimiz geçmişte kurulmuş modern şehirlerden bahsediyor. Bu şehirlerde yaşayanlar yüksek yapılara, saraylara, piramitlere ve güçlü ordulara sahiptiler. Son derece gelişmiş teknolojileri vardı. Yollar, barajlar, köprüler inşa etmişlerdi. Tarım ve hayvancılıkta ileri sulama teknikleri kullanıyorlardı. Bağları, bahçeleri, havuzları vardı. Öyle seküler ve materyalist tarihçilerin söylediği gibi taş devrini yaşamıyorlardı. O zaman neden yok edildiler? Böyle huzur içinde yaşarken niye üzerlerine felaketler yağdı? Demek ki modern şehirlerde konforlu bir hayat sürmek insanı helak edilmekten kurtaramıyor. Dünya hayatı, sadece ihtişamlı yapılardan, ileri teknoloji ile donatılmış kara ve deniz araçlarından, bilgisayar ile ameliyat yapılabilen hastanelerden, toprağın altına yapılan yollardan ve tünellerden ibaret değil. Bunlar dünyanın görünen yüzü. Birde görünmeyen yüzü var. İnsanın başına gelenler İşte bu görünmeyen taraf sebebiyledir.
Ayetlerde Rabbimiz ” Onlar şehirlerde bozgunculuk yaptılar. Kötülüğü ve fesadı yaydılar. ” buyuruyor. Demek ki bizden Rabbimiz öncelikle adaletli davranmamızı istiyor. Öncelikle bütün bu nimetleri bahşedene karşı adaletli davranmamızı… Dünyayı imar edene, insanı yaratana, gökten su indirene karşı adaletli davranmamızı… Bütün haklardan önce Allah hakkı gelir. En büyük zulüm de Allah’a yapılan zulümdür. Bu da O’nunla beraber başka ilahlara tabi olmakla olur. İşte bu modern ve gelişmiş şehirlerde yaşayan insanlar bunu unuttular. Kendilerine hatırlatmak amacıyla peygamberler gönderildi. Rahatlarını bozmamak için peygamberleri yalanladılar, görmezden geldiler, deli dediler, büyücü dediler, sihirbaz dediler. Hâlbuki hiçbir peygamber daha önceden tanımadıkları biri değildi. Bunlar tarihte mi kaldı? Eskilerin masalları mıydı? Yoksa tarih tekerrürden mi ibarettir?
