Makale; DÂVET ÖĞÜT VE ÎKAZ
Bismillahirrahmanirrahim.
Bütün hamdler alemlerin Rabbine mahsustur. Selat ve selam onun Rasulünün, O’nun ehlinin ve ashabının üzerine olsun.
Allah’a davet eden Salih amel işleyen ve gerçekten ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kimdir. (Fussilet, 33)
Ayetinde Rabbimiz davetin öneminden bahsediyor. Bir de hem Rasulullah’a hem de ümmetine öğüt vardır. (Zuhruf, 44.)
Ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Şüphe yok o(Kur’an) senin için de ümmetin için de bir öğüttür. İleride (Hepiniz, ona uyup uymadığınızdan) sorulacaksınız. Ve bu öğütten sonra çok ağır bir İlahi ikaz var, inananlara! ( Ey inananlar! ) Bir de öyle bir fitneden (günahlardan) sakının (ve sakındırın) ki o(nun cezası) sadece zulmedenlere isabet etmekle kalmaz (bütün toplumu perişan eder). Biliniz ki Allah elbette cezası çok şiddetli olandır. (Enfal, 25) (Görüldüğü gibi ayet-i kerimede bir toplumda zulüm şirk ve günahların işlenmesi ve bunlara karşı iyiliği emir ve kötülüğü nehiy görevinin yapılmamasından dolayı o beldede cezanın umuma geleceği bildirilmektedir.)
Şimdi burada herkes kendisine sormalı; ben evden dışarı çıkıp sokakta çarşıda pazarda gördüğüm bunca günaha mel’anete şirke ve küfre ne kadar müdahale edebildim/edebildiniz. Size şunu ifade etmek istiyorum; vallahi ben akıbetimden çok korkuyorum ve endişe ediyorum. Bu mevcut gidişata baktığımızda durum hiçte iç açıcı değil. Çünkü hepimiz bu toplumda yaşıyoruz ayni gemide gidiyoruz ve gemimiz delinmiş su alıyor. Allah’ın hükmü kanunu, genelde toplumumuzun umurunda bile değil. Oysa Rabbimiz Enfal süresi 20. Ayette şöyle buyuruyor; “Ey İman edenler! Allah’a ve peygamberine itaat edin işittiğiniz halde ondan yan çizmeyin.” Allah’ın ayetlerine peygamberin hadislerine baktığımızda ( bu yaşantımız Kur’an’a ve sünnette uymuyor) şahsım adına yani Mehmet Kılıçtutan olarak itiraf ediyorum ki, günlümde ki yaşam ile şimdi bizzat yaşadığım arasında korkunç bir fark var. Yaşamak isteseniz de yaşayamazsınız.
Çünkü İslami yaşamak fertlerle olmuyor, bu ancak Cemiyet ile olur O zaman gelin başta nefsim olmak üzere ve sizler Allah’ın ayetlerini Resulüllah’ın hadislerini pür dikkat okuyalım anlamaya ve yaşamaya çalışalım, yani Rabbimize tam teslim olalım, gereği gibi hayatımıza tatbik edelim. Yukarıda demiştim; bu çağrı ilk olarak nefsime sonra da sesimi duyanlaradır ve benim gibi akıbetinden endişe edenleredir.( yoksa Allah’a gereği gibi kulluk yapanlar imanlarına şirk bulaştırmadan salih amel işleyenler birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır. ) Allah bizi de o Salih kullarının arasına katsın inşaAllah.
Bu Salihlerle beraber olduğumuz zaman, Kur’an dan bize öyle bir müjde öyle bir haber var ki, bakınız Rabbimiz Nisa süresi 69 ve 70. Ayetlerinde mealen buyuruyor ki; “Kim Allah’a ve Resul’e (can’u Gönül’den) itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği Nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber olacaklardır. İşte onlar ne güzel arkadaştırlar. Bu lütuf Allah’tandır.” (Bu lütfa mazhar olanların kadrini) bilici olarak Allah yeter. ALLAHÜ EKBER.
YA RABBİM Cümlemizi bu Ayetlerinde bahsettiğiniz kullarının arasına kat. Amin ya RABBEL ALEMİN. O özlediğimiz günlere kavuştur bizi.
Âmin âmin inşallah