İşin içinde WHO denen, cinayet şebekesi varsa, bu işte kesin bir film var.
Olayın ilk günlerinde, kimse olaya “küresel komplo” gözüyle bakmazken, bugün herkes, bu işte bir komplo olduğunu kabul ediyor.
Buraya kadar tamam. Yani işin küresel komplo kısmı tamam, bunda asla şüphe yok. Ancak ortada bir virüs yok.
Bu daha da acı…
Yani olmayan bir virüs ve de olmayan bir salgınla, korkutuluyoruz.
Yani küresel düzenciler bir virüsle dünyayı korkutsalar tamam ama ortada virüs yok.
Ne var?
Küresel komplo ve yalan var.
Özellikle ABD, virüs konusunda çok yalan söylüyor. Salgını abarttıkça abartıyor. ABD, halkını savaşa ikna etmek için kendi ikiz kulelerini vurmuş, bir ülkedir.Belli ki, virüs olayından sonra başka hesaplar var.
“Gelelim olmayan virüs” ve “olmayan salgın” konusuna;
Ünlü Alman hekim, Dr.med Claus Köhnlein öyle açıklamalarda bulundu ki, dinlemenizi tavsiye ederim. Özet olarak, söyledikleri şu:
“Dünya Sağlık Örgütü isteği ve yönlendirmesi sonucunda, 24 saat yalan haberler yapılmakta. Boğaz ağrısı, nefes darlğı ve öksürük şikayeti ile gelene test yaparsanız, pozitif çıkması normal. Ve asla test sonuçları gerçek değil. Test olayı, düşülen tuzağın birinci aşaması… Test sonucunda yapılan tedavi ise tuzağın ikinci aşaması…
Testin pozitif çıkmasıyla, yüksek miktarda kortizon ve ağır antibiyotikler devreye giriyor. ‘Korona tedavisi’ diye uygulanan şema, başka rahatsızlığı olan insanların ölümüne neden oluyor. Korona değil, ‘korona tedavisi’ öldürüyor. Ölüm arttıkça ve hastanaler test tuzağına düştüğü için, hasta sayısı artıyor ve panik her geçen gün büyüyor.
Eğer, dünyaya verilmiş olan panik havası ve test mecburiyeti olmasaydı, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetleriyle gelmiş olan insanlara eskisi gibi ilaçlarını verip dinlenmelerini isteyecektik. Her şey seyrinde gidecekti ama bu artık mümkün değil.
Doktorlar, önüne konan tedavi şemasına, uymaya mecbur ediliyor. Eskisi gibi insiyatif kullanmaları mümkün değil. Ayrıca hekimler üzerinde büyük bir baskı ve panik var.
Lancet, ünlü tıp dergisidir. Bu dergide yazılanlar kanun niteliğindedir. 50 yaşında hayatını kaybeden bir insandan söz ediyor. Bu insan, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetiyle gelmiş. Bu insana yüksek miktarda, 600 miligram kortizon verilmiş. Üstüne ağır antibiyotikler ve vücudun bağışıklık sistemini çökerten ilaçlar verilmiş. Ve nitecede bu insan, hayatını kaybetmiş ve tamamen hekimlerin hatası.
Olmayan bir salgından, insanlar ölüyor.
Ülke liderleri, koltuklarını korumak için, bu “kumpasta”, bilerek veya bilmeyerek rol almışlardır. Dünyada oluşan panik havası, haklarda liderlere karşı “önlem almadı” baskısı doğurmakta. Liderler de oluşan baskıdan kurtulmak için, ‘küresel kumpasa’ boyun eğmek zorunda kalıyorlar.
Aslında panik ve korku dışında, hiç bir şey yok. Her şey normal seyrinde, ölümler virüsten değil. Korku ve panik, tedavi adı altında hekimlerin uygulamaya mecbur bırakıldıkları süreç, ölümlerin asıl nedeni…”
Kıymetli okurlar!
Sizlerde Youtube’tan dinleyebilirsiniz, bu hekimin açıklamalarını. Şu gerçek ki dünya bir kumpasla karşı karşıya…
Dünya olmayan bir virüse “aşı” diye başka bir tuzağa düşmemeli. Olmayan kimyasal ve nükleer silahla, dünya kandırılmadı mı, Irak ve Afganistan işgal edilmedi mi? ABD virüsle büyük darbe aldı sananlar, kendini kandırıyor.
degerli okurlar;
İnsanlar evlerine hapsedilmişler.
Üretim durmuş.
Şirketler batıyor.
Hatta ülkeler batıyor.
İşin içinde WHO denen, cinayet şebekesi varsa, bu işte kesin bir film var.
Olayın ilk günlerinde, kimse olaya “küresel komplo” gözüyle bakmazken, bugün herkes, bu işte bir komplo olduğunu kabul ediyor.
Buraya kadar tamam. Yani işin küresel komplo kısmı tamam, bunda asla şüphe yok. Ancak ortada bir virüs yok.
Bu daha da acı…
Yani olmayan bir virüs ve de olmayan bir salgınla, korkutuluyoruz.
Yani küresel düzenciler bir virüsle dünyayı korkutsalar tamam ama ortada virüs yok.
Ne var?
Küresel komplo ve yalan var.
Özellikle ABD, virüs konusunda çok yalan söylüyor. Salgını abarttıkça abartıyor. ABD, halkını savaşa ikna etmek için kendi ikiz kulelerini vurmuş, bir ülkedir.Belli ki, virüs olayından sonra başka hesaplar var.
“Gelelim olmayan virüs” ve “olmayan salgın” konusuna;
Ünlü Alman hekim, Dr.med Claus Köhnlein öyle açıklamalarda bulundu ki, dinlemenizi tavsiye ederim. Özet olarak, söyledikleri şu:
“Dünya Sağlık Örgütü isteği ve yönlendirmesi sonucunda, 24 saat yalan haberler yapılmakta. Boğaz ağrısı, nefes darlğı ve öksürük şikayeti ile gelene test yaparsanız, pozitif çıkması normal. Ve asla test sonuçları gerçek değil. Test olayı, düşülen tuzağın birinci aşaması… Test sonucunda yapılan tedavi ise tuzağın ikinci aşaması…
Testin pozitif çıkmasıyla, yüksek miktarda kortizon ve ağır antibiyotikler devreye giriyor. ‘Korona tedavisi’ diye uygulanan şema, başka rahatsızlığı olan insanların ölümüne neden oluyor. Korona değil, ‘korona tedavisi’ öldürüyor. Ölüm arttıkça ve hastanaler test tuzağına düştüğü için, hasta sayısı artıyor ve panik her geçen gün büyüyor.
Eğer, dünyaya verilmiş olan panik havası ve test mecburiyeti olmasaydı, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetleriyle gelmiş olan insanlara eskisi gibi ilaçlarını verip dinlenmelerini isteyecektik. Her şey seyrinde gidecekti ama bu artık mümkün değil.
Doktorlar, önüne konan tedavi şemasına, uymaya mecbur ediliyor. Eskisi gibi insiyatif kullanmaları mümkün değil. Ayrıca hekimler üzerinde büyük bir baskı ve panik var.
Lancet, ünlü tıp dergisidir. Bu dergide yazılanlar kanun niteliğindedir. 50 yaşında hayatını kaybeden bir insandan söz ediyor. Bu insan, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetiyle gelmiş. Bu insana yüksek miktarda, 600 miligram kortizon verilmiş. Üstüne ağır antibiyotikler ve vücudun bağışıklık sistemini çökerten ilaçlar verilmiş. Ve nitecede bu insan, hayatını kaybetmiş ve tamamen hekimlerin hatası.
Olmayan bir salgından, insanlar ölüyor.
Ülke liderleri, koltuklarını korumak için, bu “kumpasta”, bilerek veya bilmeyerek rol almışlardır. Dünyada oluşan panik havası, haklarda liderlere karşı “önlem almadı” baskısı doğurmakta. Liderler de oluşan baskıdan kurtulmak için, ‘küresel kumpasa’ boyun eğmek zorunda kalıyorlar.
Aslında panik ve korku dışında, hiç bir şey yok. Her şey normal seyrinde, ölümler virüsten değil. Korku ve panik, tedavi adı altında hekimlerin uygulamaya mecbur bırakıldıkları süreç, ölümlerin asıl nedeni…”
Kıymetli okurlar!
Sizlerde Youtube’tan dinleyebilirsiniz, bu hekimin açıklamalarını. Şu gerçek ki dünya bir kumpasla karşı karşıya…
Dünya olmayan bir virüse “aşı” diye başka bir tuzağa düşmemeli. Olmayan kimyasal ve nükleer silahla, dünya kandırılmadı mı, Irak ve Afganistan işgal edilmedi mi? ABD virüsle büyük darbe aldı sananlar, kendini kandırıyor.
Dünyayı bir de virüsten sonra görün!..