Ankara’da Müslümanlarla Dayanışma Platformu Tarihten Günümüze Kudüs Konulu Bir Panel Düzenledi
Araştırma ve Kültür Vakfı, İLKAV, Kardelen Derneği, Medeniyet Vakfı ve Vahdet Vakfı’nın oluşturduğu “Müslümanlarla Dayanışma Platformu’nun” ortaklaşa düzenlediği “Tarihten Günümüze Kudüs” Paneli Araştırma ve Kültür Vakfı konferans salonunda yapıldı.
Panelde Kudüs’ün önemi, tarihi, Müslümanların bu konudaki sorumlulukları ve ABD’nin son kararı çerçevesinde gelişen güncel meseleler Kudüs ve Filistin özelinde masaya yatırıldı.Panel yöneticisi Ali Kaçar yaptığı açılış konuşmasında panel için önce Diyanet Vakfı Konferans Salonunun ayarlandığı sözleşmenin yapılıp tüm hazırlıkların tamamlandığı fakat son anda Diyanet’in geçerli bir gerekçe göstermeden salon tahsisini iptal ettiğini ifade ederek bu haksız tavrın tuzun koktuğunun açık göstergesidir dedi. Ardından, kısaca tüm Müslümanlar için Kudüs’ün önemine ve kutsallığına değinen Kaçar sözü panelistlere bıraktı.
Açılış konuşmasının ardından söz alan Yazar Abdullah Yıldız, “Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü Fethi ve Haçlılarla Mücadelesi” hakkında bir sunum yaptı. Abdullah Yıldız konuşmasının ilk bölümünde Kudüs’ün tarihine değindi. Mescid-i Aksa’nın Kabe’den sonra yeryüzünde kurulan ikinci mabed olduğunu söyleyen Yıldız ayrıca Resulullah’ın (S.A.V) da gündeminde olduğunu ilk kıble oluşu, İsra ve Miraç olayları üzerinden belirtti.
Konuşmasında Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethinden bahseden Yıldız Hz. Ömer’den sonra her halife, her sultan ve her idarecinin Kudüs için bir şeyler yaptığını söyledi. Kudüs’ün tekrar kaybedilmesinin dönemin İslam dünyasının paramparça olduğu bir zamanda olduğunu söyleyen Abdullah Yıldız bu nedenle haçlıların kendilerine karşı koyacak birliğin olmadığını fırsat bilerek harekete geçtiğini ve Aksa’nın avlusunda 70 bin Müslümanı katlederek Kudüs’ü işgal ettiğini belirtti.
Selahaddin Eyyübi’nin, Kudüs’ün işgalinin 40. yılında dünyaya geldiğini söyleyen Yıldız Eyyübi’nin 14-15 yaşlarında yaşadığı bir olayın Kudüs’ün kurtarılması fikri ve amacı için dönüm noktası olduğunun altını çizdi. Bu dönüm noktasının bir marangozun işgal altındaki Mescid-i Aksa için bir minber yapması ve Selahaddin’in “bunu neden yapıyorsun? Kudüs işgal altında” dediğinde “Benim elimden gelen bu. Ben zanaatkârım. Minber yontarım. Bir babayiğit de çıksın, Kudüs’ü geri alsın, bu minberi de yerine oturtsun.” sözü olduğunu dile getirdi. Abdullah Yıldız Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü dert etmesi ve Mescid-i Aksa kurtarılana kadar gülemem demesi gibi günümüz Müslüman gençlerimizin de böyle bir gayeyle hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Abdullah Yıldız’ın ardından söz alan panelin ikinci konuşmacısı Kudüs uzmanı Musa Biçkioğlu,“Kudüs ile Mescid-i Aksa’nın Önemi ve Müslümanların Sorumlulukları” konulu konuşmasının girişinde; İslam tarihini Kudüs’ten bağımsız anlatmanın imkansız olduğunu belirtti. Musa Biçkioğlu konuşmasının devamında Kudüs’ün bir hicret yurdu olduğu belirterek Kudüs’ün ilk fatihinin Hz. Davut olduğunu anlattı.
Kudüs’ün ve İslam coğrafyasının korunması için tarih boyunca Müslümanların fedakârlıklarını anlatan Biçkioğlu, bizler bugün Kudüs için hangi fedakârlıkları yapıyoruz sorusunu sürekli olarak sormalıyız dedi. Biçkioğlu Kudüs’ün tarihî, mimarî, sanatsal, arkeolojik bir hazine olduğunu dile getirerek asıl değerin o beldenin Allah tarafından Mukaddes kılınması olduğunu söyledi. Bu mukaddes toprakların kimse tarafından kirletilemeyeceğini belirten Biçkioğlu Kudüs’te kirlenen Müslümanların onurudur dedi.
İlk bölümün son konuşmacısı olan Ahmet Turgut Ulucak “İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Kararı ve Filistin’in Geleceği Açısından Kudüs’ün Durumu” konulu sunumunda İİT’nin 1969’da İsrail’in Mescid-i Aksa’yı yakmasının ardından kurulduğunu dile getirdi. Günümüz İslam aleminin Filistin meselesinde diplomatik ilişkileri ve geçici çıkarları bir kenara bırakması gerektiğinden bahseden Ulucak, Türkiye’nin geçmiş ve günümüzdeki yanlış İsrail politikalarından örnekler verdi.
Bölgede bir liderlik yarışı olduğu belirten Turgut Ulucak bu ülkelerin Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye olduğunu ifade etti. Ulucak, Trump’ın Kudüs kararı ardından İİT tarafından alınan Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak ilan edilmesinin Amerika’nın iki devletli çözüm planının yararına olduğunu söyledi. Resulullah’ın (SAV) Yahudilerle olan mücadelesinden söz eden Ulucak, Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kurayza kabileleri ile olan ilişkilerini örnek olarak anlattı. Ulucak son olarak siyonistlerle mücadeleye, mücadeleci zihinler oluşturarak başlamamız gerektiğini özellikle vurguladı.
Sunumların İkinci bölümünde söz alan Abdullah Yıldız; Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü kurtarmayı amaç edindiği ve bunun yolunun da İslam ümmetinin birliğinden geçtiğini bilerek hareket ettiğini belirtti. Abdullah Yıldız, Selahaddin Eyyübi’nin bu amaçla Şam Konferansında dönemin İslam ülkelerini toplayarak İslam birliğini sağladığından bahsederek Selahaddin Eyyübi’nin “Dostları ile mücadele edenler düşmanları ile mücadele edemezler” sözünü vurguladı. Yıldız son olarak Trump’ın Kudüs kararı şerdir, kabul edilemezdir. Fakat ümmetin yeniden birlik olması için inşallah fırsat olur diyerek sözlerini bitirdi.
İkinci bölümde Abdullah Yıldız’ın ardından söz alan Musa Biçkioğlu; Kudüs’ün ve Filistin’in işgali topraklardan çok gönüllerimizdedir. Gönüllerimizdeki bu işgale karşı savaşmalıyız dedi. İslam ümmetinin ayağa kalkması ve Kudüs’ü kurtarma adına amellere odaklanması gerekir diyen Biçkioğlu, Kudüs ile ilgili bir duamızın olması gerektiğini de dile getirdi.
Panelde son olarak söz alan Ahmet Turgut Ulucak, Kudüs’ün Doğusunun da batısının da İslam’ın olduğunu belirterek Kudüs’ün bölünemeyeceğini söyledi. Bölgemizdeki gelişmelere dikkat çeken Ulucak, küresel Emperyalizmin küfür ve zulümlerine sempati beslemeden karşı durmamız gerektiğini vurguladı.
10’ar dakikalık ikinci oturum sunumlarının ardından panel sona erdi.
Panelin videosu ve resimleri sizlerle paylaşıyoruz!