Bilndiği üzere geçtiğimiz Cuma günü (10.03.2017) günü, Ankara’da faaliyet gösteren İLKAV’da Cuma namazının ikame edilmesi esnasında önceden provokasyon amacıyla Vakfa geldikleri anlaşılan bir grup olay çıkarmış ve ardından da ellerinde sopaalrla kapıları kapatarak 155’i arayıp Vakfı bastırmışlardı.
Bunun üzerine Vakfa gelen polisler de, olay çıkaran bu provokatörler yerine, onların şikayetiyle Almanya’da ziyarete gelmiş olan ve namaz öncesi vaaz veren Yalçın İçyer, hutbeyi okuyan Hayati İsaoğlu ve bu provokatörlere tepki gösteren bir Müslümanı daha gözaltına almış, ardından Vakıf’ta ve gözaltına alınan Müslümanların evlerinde arama yapacak kadar işi ileri götürmüşlerdi.
Ardından da tıpkı İstiklal Mahkemeleri’nin önce cezalandırma ve sonrasında suç ihsas ve isnadı uygulamasında olduğu gibi, birkaç gün önce Vakıf Başkanı Mehmet Pamak tarafından yayınlanan ve hutbede okunan bildiri gözaltılara gerekçe gösterilmeye çalışılmıştı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde, söz konusu provokatör grup ile gözaltındaki Müslümanlar koridorda karşılaştıklarında yaşanan tartışmada ise, provokatörlerden biri Rasulullah (a.s.)’a galiz küfürler etmiş, buna rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmamıştı.
Bu gelişmeler üzerine ikamet ettiği İstanbul’dan Ankara’ya geçen İLKAV Başkanı Mehmet Pamak, bildiriyi kenisinin yazdığını ve eğer mesele bu bildiriyse gözaltındaki Müslümanların serbest bırakılması gerektiğini ve kendisinin 13.03.2017 Pazartesi günü Saat 11.00’da Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne giderek “Kardeşlerimizi bırakın, beni alın” diyeceğini açıklamıştı. Bu açıklamanın ardından 12.03.2017 Pazar günü, polisler İLKAV’a gelip Mehmet Pamak’a gözaltı işlemi yapmışlardı.
Mehmet Pamak, Yalçın İçyer, Hayati İsaoğlu ve bir Müslüman daha, Allah Rasulü’ne galiz küfürler edecek kadar alçak olan provokatörlerin şikayetiyle içeride, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde o galiz küfürleri eden alçaklar dışarıda.
Yaşanan bu büyük provokasyon ve zulmün takipçisiyiz.
