Kurban Bayramı Tebriği ve Teşrik Tekbirleri
Namazsız, ibâdetsiz bayram olmaz. Yüce Rasûl şöyle buyurmuştur: “Bu günümüzde yapacağımız ilk şey, namaz kılmaktır.” (Buhârî, Iydeyn 3; Müslim, Edâhî 7). Bayram, Allah’a yakınlık ve kulluk zamanıdır. Bayram namazı kılınmadan bayram başlamaz. Yine gücü yeten Müslüman, kurban kesmeden bayram yapmaz. Kurbandır bayramımız, bayramdır kurbanımız bizim. Hac’da, Zilhicce’nin onunda temettu haccı yapanlar da kurban keser. Ama bu, bayram kurbanı değil, şükür kurbanıdır. Çünkü bir gün önce hacı olmuş, artık dünyada en sevdiği varlığı, oğlunu kurban eden ve kendi canını seve seve Allah’a verenin çağrısına uymuş, onların izini takip etmiş, kendisi ve en sevdiği kurban olmuş, İbrahim’leşmiş ve İsmail’leşmiştir hacı. Kurbandan sonra ilk iş olarak şeytan taşlanır, sonra bayram başlar. Şeytanı mağlup etmeden, şeytanlara taş atmadan mü’min bayram yapmaz. Bayramın ilânı çokça ve yüksek sesli tekbirlerle olur. Allah’ın en büyük olduğu, O’nun dışındaki şeylerin çok da önemli olmadığı ilân edilir bayramda. “Bu bayram günleri, yeme içme ve Allah için zikir günleridir.”
Kurban ibâdeti, İbrahim’in ve İsmail’in şehâdetini bu çağa taşımaktır. Bunu kimileri kurban keserek sembolik olarak yapar. Kimileri de canlarını Allah yolunda vererek fiilî olarak gerçekleştirir. Allah için kurban kesen, Allah yolunda gerektiğinde kan akıtmaya veya kendi kanını akıtıp canını vermeye hazır bir cihad eridir. Allah emretse oğlunu ve kendini kurban edebilecek olan muvahhid mü’min, gerektiğinde oğluyla karşılaştırılmayacak kadar kıymetsiz olan İslâm düşmanının kanını akıtmaya, gerektiğinde İsmail Peygamber’den kıymetli olmayan canını fedâ etmeye, Allah yolunda kıyâm edip cihad etmeye can atmakta, esas bayramın şehid veya gâzi rütbelerinde olduğuna inanmaktadır. İslâm dünyası, Allah yolunda mallarını ve canlarını kurban olarak fedâ eden veya etmeye hazır olan, çağdaş İbrahim ve İsmail’ler eliyle yücelecektir.
Kurban ibâdetinin şuuruna varmayanların payına kurbandan belki de “et”, İsmail gibi olanların payına da “cennet” düşer. Kendilerini Allah’ın yoluna kurban olarak hazırlayanlar; imanlarını tıpkı kestikleri kurban gibi kusursuz, eksiksiz yapmaları gerekir. Bedeninde noksanlık olan hayvanlardan kurban olmaz. Kurbanın sağlıklı, eksiksiz ve hayvanlar arasından en seçilmişlerden olması gerekir. İmanı eksik, hastalıklı, felçli ve illetli olanlar kendilerini o ulvî gâyeye adayamazlar. Öyleyse, haydi yeniden İslâm’a, yeniden imana!
Kendini Allah’a adayıp nefsini ve sevdiklerini kurban edebilenlere Allah’ın bir lutfudur Kurban ve Bayram. Bu anlayıştan uzak yaşayanlar olsa olsa Et Bayramı kutlarlar. Sevdiğimiz dünyevî şeyleri Allah yolunda kurban etmeden bayram yapmaya hakkımızın olmadığını unutmamalıyız.
Yarın Perşembe gününden başlayarak bayramın 4. günü ikindi namazına kadar farz namazların ardından tekbir getirmeyi unutmayalım. Allah’ın en büyük olduğunu, başka önemli bir şey olmadığını kendimize ve dünyaya ilân edelim. Teşrik tekbirleri şu şekildedir:
َللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ “Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah’a mahsustur”
İbrahim olup İsmail’imizi, İsmail olup gerektiğinde kendi nefsimizi O’nun yolunda seve seve fedâ edebilme bilinciyle hak edenlerin bayramı mübârek olsun. Hak etmek için Hakk’a teslim olma duâsıyla, Allah yolunda kurban adayı, cihad eri, canlı şehidlere selâm olsun!