Etkinlik
HAY-DER Tarafından “Suriye’nin Kuzeyinde Yeler Yaşanıyor?” Konulu Panel Düzenlendi.
Haydar İlim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (HAY-DER) tarafından “Suriye’nin kuzeyinde neler yaşanıyor?” konulu panel düzenlendi.
Fatih’teki Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ve pressmedya.com ve incanews.com Genel Yayın Yönetmeni gazeteci yazar Abdulkadir Şen, timeturk.com Genel Yayın Yönetmeni gazeteci yazar Nevzat Çiçek ve Suriye Nur Derneği Başkanı Mehdi Davut’un konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü HAY-DER Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Aksu yaptı.
Abdulkadir Şen, panelde yaptığı konuşmada, Suriye meselesinin ümmetin meselesi olduğunu, aynı zamanda ümmetin de sınırlarını aşan dünya meselesi haline geldiğini belirtti.
Gündemlerinin son dönemde ideolojik bir tanımlama ile “Rojava” denilen Suriye’nin kuzey bölgesi olduğunu anlatan Şen, “Dünyanın farklı bölgelerinde aynı olaylar oluyor, batının oynadığı aynı tiyatrolar oynanıyor, sadece figüranlar değişik. Buradaki mesele Nusra veya İslamcı güçler veya PYD değil, mesele bir dünya görüşü tartışması, nizam tartışmasıdır. Buradaki mücadele batının oyunlarında aktör olarak ırkçı bir mücadeleninmi? yoksa Allahın dininin hakim kılınması mücadelesininmi? tarafı olmaktır. Suriye’de yaşanan çatışma bir dünya görüşü çatışmasıdır. ” diye konuştu.
Şen, şöyle devam etti:
“Suriye’de hiçbir bölgede PYD’nin ele geçirdiği bir yer yoktur. Buralardan Esed kendi isteğiyle geri çekilmiştir. Oraları hem PYD hem de İslami örgütler doldurdu. Esed, PYD’ye silahlı yardımlar yaptı. Kürt milliyetçiliği oluşturmasına destek verdi. Suriye’deki Kürt bölgelerinin yüzde 25’ine Esed destekli PYD hakimdir. PYD, ‘İslamcı güçlere karşı savaşıyoruz’ diyerek, amacını belli etmiştir. Esed güçlerinin hava kuvvetleri ile öldürdüğü Kürtleri, Nusra öldürmüş gibi gösterdiler.”
Şen, uluslararası toplumun Orta Doğu’da İslami olmayan bir Kürt toplumu oluşturduğunu savunarak, “Bunun için bu insanlara açık bir şekilde destek veriyorlar. Bu, Suriye Kürdistanı Projesine, İsrail de destek de veriyor” dedi.
Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) Esed rejimi ve İran ile beraber hareket ettiğini savunan Şen, “Esed güçlerine ait Kamışlı Havaalanı ve 121. Tugay İslami grup tarafından kuşatma altına alınmıştır. İkisi de Kürt bölgesinde bulunan bu iki stratejik nokta, muhalifler tarafından ele geçirilmek üzereyken PKK saldırılarıyla kuşatmanın sona ermesine neden olmuştur. Esed güçleri hala bu iki üsten kalkan uçaklar ile Suriye halkını bombalamaktadır” ifadelerini kullandı.
Davut: “Oradaki Kürtlerin ancak yüzde 10’u PYD taraftarı”
Panelistlerden gazeteci yazar Mehdi Davut ise bölgedeki Kürtlerin kendi ekmeğini ve üşüyen çocuğunu düşündüğünü söyleyerek, “Ümmeti düşünecek durumda değiller. Bize burada düşen yük, ağır bir yüktür. Oradaki insanlara destek vermek için buradaysak, oradaki insanlara destek vererek rahatlatacağız ki onlar da ümmeti için birşeyler yapsınlar. Onlar da Araplar kadar PYD’den çekiyorlar” dedi.
Medyanın bölgedeki Kürtlerin hepsini PYD yanlısı olarak gösterdiğini aktaran Davut, şunları kaydetti:
“Bu da üzerimize yük yüklüyor. Bunun için çok çalışmalıyız. Oradaki Kürtlerin ancak yüzde 10’u PYD taraftarı, o da PYD’nin elindeki silahlı güçten dolayı. Silahı da kimlerden aldığı belli. Bu insanların bir kısmı da PYD’nin davasının yalan olduğunu anlayınca, Avrupa’ya kaçmaya çalışıyorlar.”
Çiçek: “Meselelerimize çizilen sınırlar üzerinden bakıyoruz”
Gazeteci Nevzat Çiçek de dindarların sadece mallarının zekatını vermekle yükümlü olmadığını, sahip olduğu bilginin de zekatını vermekle yükümlü olduklarını dile getirdi.
Çiçek, kendisi o bölgelerde gazetecilik yaparken terör örgütü PKK tarafından tehdit edildiğini belirterek, “Yapılan yanlışlardan biri, biz bütün meselelerimize çizilen sınırlar üzerinden bakıyoruz. İngiltere’nin 80 yıl önce çizmiş olduğu sınırlar üzerinden bakıyoruz meselelere. Müslümanları bir bütün olarak göremememiz bir tuzaktır” diye konuştu.
Suriye rejiminin ve batının PYD’yi desteklediğini ve PYD’nin bu güçler tarafından silahlandırıldığını anlatan Çiçek, şöyle devam etti:
“Biz PYD’nin haricindeki diğer Kürtleri, kendimizden uzaklaştırıyoruz. Batının oluşturduğu bu argümana biz de düşüyoruz. Oradaki Kürt halkının ne Türklerle ne Kürtlerle ne de diğer Müslümanlarla bir sıkıntısının olmadığını gördük. PYD’nin bir kısmı, özerklik karşılığında Esed’e karşı savaşmayı ön şart olarak öne sürdü. Bu da kısa zamanda olmayınca Esed’le ittifak yaptı.”
Batı için esas olanın Suriye’nin kuzeyinde ortaya çıkan yapının Lazkiye’ye ulaşması olduğuna işaret eden Çiçek, “Çünkü bu bölgede çıkan petrolün, enerjinin Lazkiye Limanı’ndan uluslararası piyasalara ulaşması önemli, batı için. Boşuna mı İran bu bölgede ortaya çıkan otoriteleri tanıyor. Amerikalılar çok gelip ziyaret ediyor. Tek şartları, yapının Müslüman olmaması. İran bu yüzden bölgede bir Kürt devletine destek veriyor” ifadelerini kullandı.
Çiçek, insanlarda, Suriye’de PYD dışında bir Kürt grup olduğu algısı olmadığını vurgulayarak, “Bunu, bu algıyı bizde PKK oluşturdu. Haksızlığa uğrayanların ‘kimliği, mezhebi, milliyeti nedir?’ yönünden bakmaya başladık. Bunu aşmamız lazım, büyük fotoğrafı görmemiz gerekiyor. Batı çok iyi bir strateji uygulayarak İslam’a karşı İslam’ı savaştırarak, dindarlarla dindarları savaştırıyor” dedi.
Mazlumlara yardım etme zorunluluğu bulunduğunu anlatan Çiçek, “Medya silahtan daha güçlü ama biz hala silahın daha güçlü olduğunu sanıyoruz. Müslümanlar meselelere seküler kimlik üzerinden bakarak, enerji meselelerini gözardı ederek, büyük hataya düşüyorlar” şeklinde konuştu.