BANA İNEN 45 AYET (Diyebilmek)
(Kendi “hiralarımızda” vicdanımızın sesine kulak vermeliyiz.)
Hamd, alemlerin Rabbi Allah’a aittir. Salat ve selam ise önderimiz, peygamberimiz Muhammed (s.a.v.) efendimize, ailesine, alimlerimize, şehidlerimize ve furkan suresi 73. Ayetin gereğini yapmaya çalışan müminlerin üzerine olsun.(amin)
Hiç şüphesiz Kur-an’ı Kerim, Allah’ın (cc) insanlıkla konuştuğu son kitaptır. Vahy ile biten bu son konuşmanın ilk paragrafları gerçektende önemli olmalıdır. Allah’u Teala, son Resul ile birlikte ona tabi olan müminleri eğitmeye nereden başladı, önceliği neye verdi, nasıl bir metod uyguladı, aşama aşama nerelerden hangi emirler, ilke ve yasaklar ile muhatap oldular. Ağaç yaş iken eğilir, eğitilir değil mi? Tüm bunlar bizlerinde yetişmesinde, bir toplumunda yetişmesinde çok önemli olmalıdır. 5 yaşındaki bir çocuğu eğitmek, yetiştirmek istediğimizde ona 30 kiloluk bir yük yükleyerek işe başlarsak hiç şüphesiz zulmetmiş oluruz. Hem o yükü taşıması istenen çocuğa, hem o yüke, hemde o yükü taşıması imkan dahilinde olduğu halde kendisine yük yükletilmeyene. Rabbimiz Allah’u Teala’nın son kitabı ile başladığı ilk ayetler bu anlamda bizim çok ama çok önemlidir. Tamamlanmış bir dini biliyoruz. Fakat, bu dine uyum sağlayan tamamlanmış ne kadar ayet bize inmiş bunu düşünmeliyiz.
Sahabe “karzı hasen” (güzel bir borç) ile ilgili ayeti işittiğinde “ey Allahın Resulü, Allah bizden borç mu istiyor” demişti. Resulullah (s.a.v.)’da “evet” deyice, soruyu soran mümin; “öyleyse 2 hurma bahçemden büyüğünü, daha güzel olanı’nı Allah için verdim” dedi. Evet Kur-an’ı Kerim’i 5 ayet, 5 ayet ezberleyen ama gerçekten ezberleyen, sadece hafızasına onu koyarak değil, yaşam biçimi haline getiren saf, temiz, itaatkar bir şekilde Rabbini anlamaya ve ona itaat etmeye çalışan, Resulün ve bu gözde sahabilerinin üzerine ayetler iniyordu. Ama Mekkeli müşrikler için aynı şeyi söyleyebilirmiyiz. Tabiki hayır. Vahy, canlandırdığı insan için inmiştir, ölü kalb, onda hayat bulmuşsa, o vahy ile buluşmuş demektir.
İŞTE, CAN ALICI SORUMUZ TAM DA BURADA GELİYOR. VAHY ‘İN NE KADARI SANA İNDİ, SENDE CANLANDI, SENİ CANLANDIRDI?
İlk inen ayetlerden İkra suresinin 5 ayeti. Hadi, bir bakalım bize ne kadarı inmiş;
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla…
“Oku, yaratan Rabbinin adıyla (besmele ile).” (96/Alâk, 1)
“O insanı alâktan (aşılanmış yapışkan bir hücreden, embriyodan, ilişip yapışan bir sudan, sevgi ve ilgiden) yarattı.” (96/Alâk, 2)
“Oku! O, ekrem (sonsuz kerem sahibi) olan, cömertliğinin sonu olmayan Rabbin, kalemle yazmayı da öğretendir. İnsana bilmediklerini de ancak O öğretti.” (96/Alâk, 3-5)
Okuyormusun. Sadece gözlerinle değil, tüm vücut azalarınla birlikte, okuman gerektiği gibi. Peygamberimiz okuma yazma bilmezdi ancak ondan daha güzel okuyabilen var mıydı? O inen ve inmeye devam edecek ayetler ile kainatı, insanı okumaya başlamıştı. Resul böyle okurken sen yoksa hiç okumuyormusun. Eline kur-an hiç değmiyor mu. Etrafını vahy ile anlamaya çalışmıyormusun. Bir düşün bakalım. Eğer öyle ise; çok işler yaptığı zannedildiği halde ekini ve nesli yok etmeye çalışanları nasıl tanıyacaksın. Onları ifşa eden, maskelerini düşüren vahy okumasından yoksun isen, o karakterleri nasıl bileceksin. Belki de onları kahraman ilan edeceksin. Bundan korkmuyormusun. Sen bilmiyormusun Allahın Resulü (s.a.v) 23 yıl boyunca inen ayetlerle adım adım eğitildi. Sende bu eğitime razımısın. Yoksa Odtüde, Boğaziçinde, Ezherde, Amerikada ki bir okulu mu eğitim merkezi olarak görüyor, hayalini horward lu okullarlamı süslüyorsun. Söyle, gerçekten okumak nedir? “a”,”b”,”c” mi? Veya “ا”, “ل”, “م” harfleri ni bilmek midir. Elinden Kur-an’ı Kerim’i düşürmeden sürekli okuyan, anlamaya çalışan, hayatına onunla yön veren, hayata bakışı kuran merkezli olan için “kitabı Kuran’dır” demeli değil miyiz. İşte o, yaratan Rabbinin adı ile okuyordur ve bu surenin bu ayetleri o kişiye inmiş demektir.
BİL Kİ;
OKU…………………………………………………………………
HER HAYIRLI İŞİNE RABBİN ADI İLE BAŞLA……………….
İNSANA BİLMEDİĞİNİ O ÖĞRETİR…………………………….
İLK YARATILIŞIN DA BİR ALEKA İLE………………………….
İlk inen ayetlerden Kalem suresinin 7 ayeti. Hadi, bir bakalım bize ne kadarı inmiş;
“Nûn. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun ki
(Rasûlüm), sen -Rabbinin nimeti sâyesinde- mecnun değilsin.
Hiç şüphesiz senin için kesintisiz (bitip tükenmeyen) bir ecir/mükâfat vardır.” (68/Kalem, 1-3)
“ Ve sen elbette yüce bir ahlâka sahipsin.” (68/Kalem, 4)
“Yakında sen de göreceksin, onlar da
Hanginizde delilik olduğunu, hanginizin fitneye tutulup çıldırdığını; sınandığını.
Şüphesiz Rabbin, kimlerin Kendi yolundan saptığını ve kimlerin doğru yolda olduğunu herkesten iyi bilir.” (68/Kalem, 5-7)
İkra’da okumak üzerine vurgu vardı, zihnimizde okuyan bir Müslüman portresi canlanmış idi. Burada ise okuduğunu yazan , kayda geçiren ve tekrar tekrar kontrolden geçiren, hareket halindeki bir Müslüman hali gözüküyor. Tabi yazarken okuduğu usul ile yazan, sadece kalemi değil diğer okuma araçlarını da kullanan, bunu yaparken de ahlakı kendisi için bir olmazsa olmaz gören yapı karşımıza çıkıyor. Demek ki okumalı ama okumakla kalmamalı okuduğumuzu yazıya, amele dökmeli sürekli bir hareket halinde olmalıyız. Sanki şu da karşımıza çıkıyor; okumayan yazamaz, okuyan ama yazmayan okuduğundan bir şey anlamaz. Bilinenlerin güzel bir ahlakla hayata geçirilmesinin olumlu etkilerini de hemen karşımız da görebileceğimiz gibi asıl mükafatın ahirette olacağının bir müjdesidir bu ayetler.
BİL Kİ;
YAZ……………………………………………………………………..
DELİ DEĞİLSİN BİLAKİS EN AKILLISIN………………………….
GÜZEL AHLAKI KENDİNE İSLAM İLE EDİN…………………….
ALLAH (CC) HER ŞEYİ BİLENDİR…………………………………
İlk inen ayetlerden Müzzemmil suresinin 8 ayeti. Hadi, bir bakalım bize ne kadarı inmiş;
1. “Ey örtünüp bürünen (Rasûlüm)!
2. Birazı hâriç, geceleri kalk namaz kıl.
3. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt.
4. Ya da bunu çoğalt ve Kur’an’ı da tane tane oku.
5. Doğrusu Biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz.
6. Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kıraate daha elverişlidir (Etki bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından daha sağlamdır).
7. Zira gündüz vakti, uzun meşguliyetlerin var.” (73/Müzzemmil, 1-7)
“Rabbinin adını an, bütün varlığınla ona yönel. (73/Müzzemmil, 8)
Tüm okumalarınla ve yazılanlarla birlikte Rabbine yönel. Tam bir uyum ile, tüm varlığınla, geceni de şenlendirerek, okumanın da yazmanında en iyi verim vereceği zaman dilimini iyi kullan. Gündüzleyin karşılaşacağın tüm işlerinle ilgili gerekli din-lenmeyi (islam’ı) geceden yap. Evet , okuması, yazması ile, gecesi ile harfi harfine Rabbinden aldığı direktiflere uyan Resul, işte böyle eğitilmeye başladı. Peki ben bunun neresindeyim. Acaba okumadan yazmadan geceleri şenlendirmek yerine kendi kendime zindan etmekten vazgeçmeli değil miyim? Gecesine söz geçiremeyen bir Müslüman nasıl yeryüzünün halifesi olacak acaba.
BİL Kİ;
OKUMANA YAZMANA DİKKAT ET……………………………
GECENİ KONTROL ALTINA AL…………………………………
KURAN’SIZ BİR GÜN DAHİ GEÇİRME……………………………………
TÜM VARLIĞINLA RABBİNE YÖNEL…………………………………………
İlk inen ayetlerden Müddesir suresinin 7 ayeti. Hadi, bir bakalım bize ne kadarı inmiş;
“Ey bürünen,
Kalk; artık uyar!
Ve Rabbini tekbir et, yücelt!” (74/Müddessir, 1-3)
“Ve elbiseni temizle (Öz-benliğini temiz tut).
Pislikten uzak dur.
Çok görerek başa kakma (Allah için yaptığın iyiliği çok görme. İyilik yapmayı kendine kazanç aracı kılma).
Ve Rabbin için sabret! (Sabırla Rabbine yönel)” (74/Müddessir, 4-7)
Okudun, yazdın, geceni de en güzel şekilde değerlendirdin, artık kalk ve uyar. Tebliğe artık hazırsın. Yalnız bunu yaparken, eğitimine zarar verecek her türlü pislikten uzak dur. Büyüklenme, yaptığın iyiliğe çok görme. Başarı Allah’tan bunu hiçbir zaman unutma. Senin için sabır artık çok daha önemli. Sabrı kendine bir ahlak edin. Rabbinin rızasını umarak, O’na sığınarak sabret. Yine buradan hareketle anlıyoruz ki müzzemmil olmadan müddesir olamayız. Acaba bizler “ey müzzemmil” ardındanda “ey müddesir” diye hitap edilmeyi hak eden bir yaşantıya sahipmiyiz? Bunu da düşünmeliyiz.
BİL Kİ;
MÜZZEMMİL OL Kİ MÜDDESİR OLASIN…………………………..
DOLAN BARDAĞI ARTIK BOŞALT……………………………………..
TEBLİĞDEN GERİ KALMA, AÇIK AÇIK ANLAT………………….
RABBİN İÇİN SABRET………………………………………………………
İlk inen ayetlerden Fatiha suresinin 7 ayeti. Hadi, bir bakalım bize ne kadarı inmiş;
“Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla (başlarım.Hamd, âlemlerin rabbi Allah’a mahsustur.” (1/Fâtiha, 1-2)
“O, Rahmândır, Rahîmdir.” (1/Fâtiha, 3)
“(Allah), Din gününün mâliki (cezâ gününün gerçek sahibi)dir.” (1/Fâtiha, 4)
“(Ey Allah’ım,) Ancak Sana ibâdet/kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz (duâmızı ancak Sana yaparız).” (1/Fâtiha, 5)
“Bize hidâyet ver, bizi dosdoğru yola ulaştır.” (1/Fâtiha, 6)
“Bizi sırât-ı müstakîme/dosdoğru olan yola ilet! Nimet verdiğin kimselerin yoluna.
Kendilerine gazap edilmiş ve sapmışların yoluna değil!” (1/Fâtiha, 6-7)
Kendisine şu ana kadar 27 ayet inmiş kişi! Bil ki artık hayatın ilk kodu ile tanışmalısın. Bu da besmele ile olacaktır. Hayata bu kod ile başla. Bireysel hareket artık toplumsal hale geç. Artık “biz” de ve gerekeni yap. Hayatın tamamında dik duruşunu yani “salat’ını” ortaya koy. Bundan asla taviz verme. Okuyan , yazan, gecesini, gündüzünü Rabbe göre yorumlayan, artık “benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm tüm varlıkların Rabbi Allah içindir” demeye yetecek kadar bir temsiliyete sahipsin. Zaten İslam teslimiyettir. Sende teslim olduğun kadar Müslümansın.
BİL Kİ;
YALNIZCA RABİNE KULLUK ET……………………………………..
YALNIZCA RABBİNE DUA ET………………………………………….
EHLİ KİTABA BENZEME…………………………………………………
ALLAH İÇİN HAYATA BİR DİK DURUŞ KOY……………………………
İlk inen ayetlerden Duha suresinin 11 ayeti. Hadi, bir bakalım bize ne kadarı inmiş;
1)“Andolsun kuşluk vaktine,
2 )Karanlığı bastırdığında geceye,
3) Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı.
4) Elbette ki son, senin için ilkten daha hayırlıdır.
5) Elbette Rabbin sana verecek ve memnun olacaksın.”
6) Bir yetim iken, seni bulup da barındırmadı mı?
7) Ve seni yol bilmez bulup doğru yola iletmedi mi?
8) Ve seni bir yoksul bulup sonra zenginleştirmedi mi?
9) Öyleyse, sakın yetimi ezme!
10) İsteyeni sakın azarlama!
11) Rabbinin nimetini de durmaksızın anlat! (93/Duhâ, 1-11)
Resule kendini hatırlatan bir sure. Bize de bizi hatırlatıyor mu? Okuyup da Allah’u Ekber diyebiliyormuyuz. Okunan ayetleri şöyle bir tekrar gözden geçirdiğimizde görürüz ki hepsine (alak,kalem,müzzemmil,müddesir,fatiha) bir yerden değinen bir sure’dir “Duha” suresi. Bu eğitim sürecini buraya kadar ki bölümü hayatlarına geçirenlere emirler yağmaya devam edecek. Yani ayetler inmeye devam edecek. Onlar kaldırabilecekler o ayetlerin ağırlığını.
Vahy’den direktifleri alarak, okumayı, yazmayı, yük almayı, eğitimi, dik duruşu, anıları yetişmeyi anlamalıyız. Vahy’den kopuk olmaz bunların hiçbiri. Yapan varsa da yaptığını zannediyordur. Aslında yapmıyordur, Allah (cc) için değil de başka bir şey için yapıyordur ancak, farkında değildir.
BİL Kİ;
GÜNDÜZEDE GECEYEDE RABBİN HAKİM………………………….
VAHYSİZ HAYAT İLE VAHYLİ HAYATI ANLA……………………….
GÜZEL AKIBET MUTTAKİLERİNDİR………………………………….
RABBİN VERİNCE MUTSUZ KALINIR MI HİÇ?……………………………..
SONUÇ:
Tabi ki burada yazılanlar, ilgili ayetlerin tefsiri değil. Başta da örnek olarak verdiğimiz , “karzı hasen” ayeti ile ilgili tertemiz bir saflık ve itaat kokan bir yaklaşımla Rabbimizin ayetlerine kulak verip, o ayetlerin, kendi üzerine inmesini isteyen sahabi okuyuşu ile okumaya çalışmak. “Ey Rabbimiz! Bu ilk indirdiğin ayetlerin ile bizden bunumu istiyorsun. Bu ayetleri işittim ve itaat ettim. Hayatımda bunlar ve şunlar değişti” diyebilmenin gayreti içinde olmak, bir hatırlatmada bulunmaktır arzumuz. Öncelikle kendi nefsimize. Yanlışlar tabiî ki bizlere, tüm doğrular ise, Alim olan Rabbimize aittir.
Selam ve Dua İle……