1 Ocak 2024: Galata Köprüsü’nde Filistin İçin Yürüyüş ve Miting yapılmıştı.
2024 yılının ilk sabahında, Galata Köprüsü’nde bir Filistin mitingi düzenlendi. Ülkenin büyük çoğunluğu, yılbaşı gecesinin yorgunluğunu atmak için hâlâ yataklarında, sokaklar sessiz, caddeler trafiksizdi. Bu sakin sabah, bir mesaj vermek için seçilmişti: Sessizlikte bile adaletin sesi yükselebilir denilmişti belki de. Düşünsenize ne kadar da ince bir düşünce. Mekke’de yürüyüş düzenleyen Resul ile birlikte yaklaşık 40 sahabe bu inceliğe sahip olamamışlardı(!) En kalabalık ve en yoğun bir saatte, trafiğide etkileyecek şekilde yapmışlardı çağrılarını(!)
Galata’daki miting ancak, gerçekte, vicdanların yalnızca kısa bir süreliğine rahatlatılmasından ibaretti. Fincancı katır sahipleri rahatsız edilmeden, yılların biriktirdiği kin ve nefret yalnızca sloganlarda dışa vurularak miting sona erdi. Bir kez daha alışılmış bir döngüye tanıklık ettik.
Filistin’e en büyük ticari desteği sağlayanların, kalabalığa “Kahrolsun Filistin!” diye bağırtması tam bir ironi tablosuydu. Söylemlerle eylemler arasındaki bu uçurum, sonuçta yine bir hüsranla neticelendi.
1 Ocak 2025: Aynı Köprü, Aynı Sahne
Bu yıl da aynı sahnede, aynı yüzlerle karşı karşıyayız. Şimdi söylemler daha büyük: “Ayasofya açıldı, Şam alındı, Emevi Camii’nde namaz kılındı, sıra Kudüs’ün fethinde!” diyorlar. Ancak bu sözler ne kadar da onlara yakışmıyor değil mi? Gerçekle bağları kopmuş, yüzsüzlükle bezenmiş bu ifadeler, yılların yalancı düzeninin bir parçası olmaktan öteye gitmiyor.
Biz ise burada, yine tanıklık etmeye devam ediyoruz. Onların yalanlarını ifşa etmeye, maskelerini düşürmeye ve gerçeklerin altını çizmeye kararlıyız. Çünkü adalet, yalnızca kelimelerde değil, eylemlerde ve samimiyette saklıdır. Filistin için mücadele, boş sloganlardan ibaret olmamalıdır. Gerçek dayanışma, çıkar ilişkilerinin ötesine geçebilmeyi gerektirir.
Şimdi soruyoruz: Filistin için gerçekten ne yapıyoruz? Söylenen her söz, atılan her adım samimiyetle mi, yoksa yalnızca vicdanları rahatlatmanın kolay bir yolu mu? Ya da siyasi çıkarlar mı ön planda? Cevap basit: Gerçekler, zamanın testinden geçerek gün yüzüne çıkar. Biz de bu sınavın tanıkları olmaya devam edeceğiz inşaAllah…
