Makale: Gerçek Bir Dâvâ Adamı Ahmed Kalkan Hoca
Bu diyarlardan sessiz sedasız ama; iz bırakan bir değerli Ahmet Kalkan hocam geçti! Müslümanlara naif ve yumuşak, zalimlere karşı ise dik duruşlu, eğilmeyen ve de hikmetli davranan ve ayrıca da ahlakıyla karşı tarafı düşündüren yapısıyla bir mü’min şahsiyet geçti!
Bilgileriyle, araştırmalarıyla, yaşantısıyla, duruşuyla ve tabiri caizse İslam ile yatan, İslam ile kalkan, ilmiyle alim örnek şahsiyeti Ahmed Kalkan.
Yaşadığımız coğrafyada, içi boşaltılan İslamî kavramların içini yeniden aslıyla doldurmaya çalışan 10 ciltlik ansiklopedik eseri insanlığın hizmetine sunan güzel insan.
Gecesini gündüzüne katarak İslamî çalışmalar yapan, yılmayan, gözü pek, yapılması gereken neyse onun hakkını vermeye çalışan, bu uğurda bedel ödemekten çekinmeyen, cesur mü’min.
İslâm için olunca; hastalık, yorgunluk, dinlenme bilmeyen, aksine tam gaz çalışan, araştıran, kafa yoran, insanlık için güzel eserler üreten değerli alim bir şahsiyet.
İnsanlığı ayağa kaldırmaya çalışan, bu uğurda her türlü zorluğu göze alan, söylediklerini hayatında yaşayan, eğilip bükülmeyen, KUR’AN ile büyük cihat eden mücahit şahsiyet.
Otuz türlü hastalığı olan, trafik kazası ile bacaķlarındaki dayanılmaz acılarla yaşamak zorumda olan ve hastalığından dolayı çok fazla oturma imkanı bulamayan, tansiyon ve şeker rahatsızlığının dayanılmaz sıkıntılarıyla göz kapaklarını açık tutmakta zorlanan, Eyyub (as) sabrını gösteren ve hiç şikayet etmeyen sabırlı mü’min şahsiyet.
Davanın ne demek olduğunu bilen, davet edilen yere zamanında giden, yapacağı sunum için birçok araştırma yapan, ümmete nasıl faydalı olurum endişesini taşıyan ve bu uğurda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan, adeta yürüyen Kur’an misyonunu yüklenen, fedakar alim şahsiyet.
Kürsüde iken cemaati sürekli bilinçlendiren, bilinci ve şuuru diri tutan, söylediklerini kendinde bizzat yaşayan, bazen hüzünlü, bazen latife yaparken bile düşündüren, çıtayı daima en üste tutan, zalime zalim olduğunu hatırlatan, sözünü esirgemeyen, kitabı eğip bükmeden cesurca anlatan fakat naif anlatımıyla kalplere seslenen güzel hatip.
Misafirleri ağırlarken bile onlara “evinize hoş geldiniz” demeyi kendine görev addeden, misafire ise kendi evindeymiş gibi hissettiren, Allah’ın vermiş olduğu bereketle ikramı hiç esirgemeyen, gelen misafirlerin hem karnını hem de ruhlarını doyuran vefakar dost.
Yolculukta bile yük olmamaya çalışan, tebliğ ve irşad görevlerini aksatmadan güzel bir dille anlatan, İsrail, mossad ajanlarına burası israil değil, Filistin diye haykıran, itiraz gelince hikmetle “Tevratta bu yerler Filistin diye geçmiyor mu?” diyen, korkusuz mücahit.
Mezarlığa gittiğimiz zaman, ilk önce kendi mezarınızı ziyaret edin diye vasiyet eden, güncel meseleleri es geçmeden kamuoyuna duyuran, tepkisini her daim dile getiren, İslam’dan zerre kadar taviz vermeyen, endişesi ise “İslam’a zarar gelmesin bize gelsin” diyen kalemi güçlü ve değerli yazar bir şahsiyet.
Kitapla çok yakın arkadaş olan, 60’a yakın kitap çıkaran ve her kitabı yayınca girince “bir evladım daha oldu” diyen, fikir ve değer üreterek ümmete hediye eden, eğer ticari olarak kullanılmamak şartıyla kitaplarını ve yazılarını isim vermeden ümmetin kullanımına açan cömert yazar.
Cimrilik, tembellik, hakaret, sertlik diye vasıflar kendisinde bulunmayan, cömertliği her alanda uygulayan, o kadar türlü hastalığa rağmen tembellik göstermeden İslam davası için adeta koşan, kendisini çok ağır şekilde eleştirip hakaret edenlere aynısıyla mukabele etmeyen, davasının dışında yumuşak davranan adam gibi adam, Allah’a kul olmuş şahsiyet.
En fazla hastalıkla imtihan edilen, daha çok kendilerini İslam’a nispet etmiş, adı Müslüman olanlar tarafından yıpratılmak istenen, en çok da buna üzülen, onlara bile hakaret etmeden ilmiyle cevap veren, kardeşliği bilen için gerçek kardeş olmaya çalışan.
Tevhidi ve şirki en güzel biçimde anlatan, toplumu sürekli uyaran ve bilinçlendiren, adeta cehenneme barikat olan, hatta hasta yatağında bile “aman şirke düşmeyin” diye uyaran, insanlığı bu illetten kurtarıp cennet yolcusu olması için çalışıp didinen, günümüzün en güzel tebliğcisi.
Ayakları ve gittiği yol dosdoğru olan, yoldaki tehlikeleri sürekli hatırlatan, uyutan değil, uyandıran! Güzel ahlakıyla örnek olan, ahlakıyla sürekli ön plana çıkan, çocukla çocuk, gençle genç, yaşlı ile yaşlı olan, ahlak timsali, emin ve güvenilir şahsiyet.
Yanında olunca güven ve eminlik veren, ulaşmak istenildiğinde en yakınlarından bile daha kolay ulaşılabilen, ahlak ve edebiyle ön plana çıkan, sevdiğini Allah için seven, öğütleri, nasihatleri ve veciz sözleriyle kişide etki ve kalıcı izler bırakan, öğütleri dinlenir olan, şahıslarla, kişilerle uğraşmayan fakat fikirleri ön plana çıkaran, sürekli üreten ve ürettiğini menfaat gözetmeden paylaşan, güzel kardeş ve emin, vefakar dost.
Kişinin cehenneme gitmemesi için yapılması gereken neyse esirgemeyen, yetimin ve fakirin sadece karnı doyması değil; ruhunun da doyurulmasını gerektiği anlayışını sürekli diri tutan, zalimin hasmı olan, mazluma kol kanat geren, hakkı ketmetmeyen, nebevi metodu önemseyen, bu uğurda büyük fedakarlık yapan, Allah’a dost, dostluğunu kazanmak için azimli olarak istikamette olan mücahit alim.
Şimdiye kadar yazılanın abartı olmadığını hatta daha fazla olduğu aşikardır. Daha bilmediğimiz birçok meziyetleri olan Ahmet Kalkan hocam, bu sözleri diri iken söylesek rahatsız olur, yayınlanmasına izin vermez, kızardı. Rabbim sana rahmet etsin, seni firdevs cennetine alsın. Hastalıkların günahların için kefâret olsun, Allah emek ve çabalarının karşılığını kat kat versin.
Özledik be hocam seni! Rüyalarımızda bile tebessümle geliyor ve kucaklaşıyoruz. Rabbim bizleri ve seni sevenleri vuslatta, yani cennette buluştursun.