Şiir: Ne çok şey kaybettik şu hayatta! (1)
Fıtraten temiz yaratılan insan.
Fıtratımızı bozdukça bozduk.
Oysa biz ahsen-i tâkvîm idik.
Ne çok şey kaybettik!
Bir damla sudan yaratıldık.
Kibirlendikçe kibirlendik.
Oysaki tevazuyu kuşanacaktık.
Ne çok şey kaybettik!
Kadın anne olmayı unuttu.
Doğurduğunu çöpe attı.
Oysaki annesi onu merhametle büyütecekti.
Ne çok şey kaybettik!
Çocuk dünyaya getirmek zahmet oldu.
Doğunca da beslemek eziyet oldu.
Oysaki şefkatle yetiştirecektik.
Ne çok şey kaybettik.
Çocuğun sağ kulağına ezan okuduk.
Çocuğa Müslüman ismini verdik.
Çağdaş eğitimle ruhunu kaybettik.
Ne çok şey kaybettik!
Eskiden babalar çocuğunu uzaktan severdi.
Şimdiki babalar yakından çok sevdi.
Oysaki hayatı dengede yürüyecektik.
Ne çok şey kaybettik!
Çocuğumuz kreşe, anne işe gitti.
Geçim derdi kıskacına soktuk yaşantımızı.
Oysaki düşünüp tefekkür edecektik hayatı.
Ne çok şey kaybettik!
Evlerimizi huzursuz ettik.
Basit şeylerle kırdık birbirimizi.
Oysaki evimiz hayat okulu olacaktı.
Ne çok şey kaybettik!
Truva atı televizyon izledik, izlettirdiler.
Tv kumandası elimizde ama el başka el.
Oysaki kitapla düzenleyecektik ailemizi.
Ne çok şey kaybettik!
Baba maç izleme, anne dizi peşinde.
Çocuğumuz ise akılsız telefonla sanalda.
Oysaki birbirimizi merhamet edecektik.
Ne çok şey kaybettik!
Kuran’ı duvara astık, şifa bekledik.
Hatimler okuduk anlamadan?
Oysaki hayatımızı onla düzenleyecektik.
Ne çok şey kaybettik.
Müslümanların ülkeleri güvensiz oldu.
Aylan çocuk sahilde entübe şeklinde ölmüş.
Şimdiki virüs bizleri de entübe etti.
Ne çok şey kaybettik!
Kafir devletler havadan demokrasi attı.
Çocuklarımız demokratik misketle oynadı.
Ölen hep biz olduk, onlar hep izledi.
Ne çok şey kaybettik!
Okul eğitimi, hep ‘öğütüm’ olarak verdi.
Öğretmen maaşa, öğrenci oyuna daldı.
Disiplinle yönetildi, merhamet yok edildi.
Ne çok şey kaybettik!
Kur’an merhametli Allah’ın adıyla başlar.
Baba hocaya, eti senin kemiği benim der.
Hoca sopayla uzaklaştırdı, temiz çocukları.
Ne çok şey kaybettik!
Gençlerimiz enerji yüklendi, atamadı.
Nerde şer varsa oraya daldılar.
Ne okul ıslah edebildi, ne de aile.
Ne çok şey kaybettik!
Gençlerin eğitimi önemliydi.
Eğitim yeterli verilmedi, boşlukta kaldılar.
Mezun oldu ama, amele işi bile bulamadı.
Ne çok şey kaybettik!
Ata gençlerimiz zaferler kazandılar.
İnsanlığın hayrına bir çok amel işlediler.
Şimdiki gençlik klavye başında uyudular.
Ne çok şey kaybettik!
Kur’an’ı (mehcur) terkedilmiş bıraktık.
Okuduk, anlamadan okuduk.
Birileri bizim yerimize okudu.
Ne çok şey kaybettik!
Kur’an ile büyük cihad edecektik.
Biz manen ölü insanın kafasını kestik.
Oysaki Kur’an ile ölü kalpleri diriltecektik.
Ne çok şey kaybettik!
Batıl dinler ilahi kitapları tahrif ettiler.
Biz ise anlamadan mana’yı bozduk.
Bozulmamış kitap varken bozulduk.
Ne çok şey kaybettik!
Büyüklerimiz, Kur’an’ı anlamazsınız dediler.
Biz ise hakikate yanaşmak istemedik.
Sonsuz hayatımız birilerin ellerinde kaldı.
Ne çok şey kaybettik!
Atadan gelen hurafeleri çok sevdik.
Kur’an elimizde iken duvarlara astık.
Helaller çok iken, haramları sevdik.
Ne çok şey kaybettik!
İnsan ne garip ahirete inanmıyor.
Kendisi basit su idi, insan oldu.
Şeytan bile ahireti inkar etmiyor.
Ne çok şey kaybettik!
Hz. İsa ve mehdiyi bekledik gelmedi bir türlü.
Tembellik sardı, oturduk kaldık kalkamadık.
Oysaki mehdi gelişmişti, biz duvara astık.
Ne çok şey kaybettik!
Kıyameti merak ettik, ne zaman kopacak.
Ye’cuc, me’cuc, dabbetül ne zaman gelecek.
Küçük kıyametimizi hiç merak etmedik.
Ne çok şey kaybettik!
İlk emir “oku” idi başka şeyler okuduk.
Okulumuz ve mesleğimizi çok okuduk.
Hayatımızı inşa edecek kitabı okumadık.
Ne çok şey kaybettik!
Kur’an, okuyun anlayın diye gönderildim.
Biz ısrarla anlamayız, hocalarımız anlar.
Bizim yerimize hoca hesaba çekilmeyecekti.
Ne çok şey kaybettik!
Kaybettik kendimizi, bulamaz olduk.
Dünyaya bir daldık, kurtaramadık kendimizi.
Oysaki dünya hayatı imtihan yeriydi.
Ne çok şey kaybettik!