Ramazan ayı iklimi sardı bizleri ve artık vedaya hazırlanıyor, ne mutlu onu ihya edene. Rabbimiz bir çok şeyi helal kıldığı halde oruçlu iken, bir ay boyunca helalleri donduruyoruz.
Takva için vites yükseltme zamanı.
Bir yılın muhasebesini yapıp nerede hata ve günah işlemişsek tevbe ve istiğfar edip ramazan sonrasına dahada dikkat etmek.
Rabbim razı olacağı ameller işlemeyi bizlere nasip etsin. Mü’mince yaşayıp mümince ölebilmeyi O’nu razı edebilmeyi nasip etsin. İnşaAllah.
”Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete giremeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!” (Tirmizi, Daavat 110, (3539))
Ramazan kimileri için festival, kimileri için ise gösteriş ve şatafat, kimileri için iftarda zevklenme ile tıkabasa yemek içmek, kimileri için ise ramazan ha gelmiş ha gelmemiş, kimileri için hızlı anlamadan mukabele yapmak, kimileri için spor ve sadece aç kalmak, kimileri için deşarj ile ağzını bozmak ve daha niceleri…
Biz mü’minler için ise arınma, muhasebe, infak, daha çok salih amel, itikâf, Kur’an bize iniyormuş gibi okumak, takvayı güçlendirecek ameller, mazlumlarla, gariplerle, yetimlerle, aç ve açıkta olanlarla paylaşmak, yaptığımız tüm işlerde Allah rızasını gözetmek, oruçlu olduğumuz bilincinde olmak bu şarjla 11 ayı Rabbimizin rızası doğrultusunda hayatı yaşamak.
Ramazan bizleri Kur’an üzerinde düşünmeye, akletmeye çağırıyor.
“Beni açın okuyun, anlayın, hayatınızda her an ben olayım diyor”
“Bizde diyoruz ki! Buyur hayatımızda yürüyen ol! Ey Kur’an! Senin istediğin gibi !…”
Bizle böyle konuşuyor hayat kitabımız
Kur’an!.. “Siz beni açın; bende sizi açayım diyor.”
Bu dünya hayatında Kur’an kılavuzu olmadan gerçek yurdumumuza ulaşamayız. Başka, başka şeyler hayat kılavuzumuz olursa işte hüsran; bize ait olmayan bir yurda gideriz ki! Bize yardım edende olmaz.
Ramazan bizler için güzel bir fırsattır. Temizlenme, arınma, dirilme, silkinme ve takva üzere olmaktır.
Bugün cadde ve sokaklar hüsran görünümlü; gerçek sahiplerini arıyor. Kur’an mehcur bırakılmış, ıslah edecek önderler arıyor. Manen ölü bu beldeler dirilişini arıyor.
“İşte Ramazan” bizlerin: (hira’sı) daha çok tefekkür, daha çok ibadet.
Kendimizi, ailemizi, sokakları, caddeleri, mahallemizi, şehrimizi, ülkemizi, dünyamızı nasıl İslâm’a kazandırabiliriz. Bunun için, bu ay tefekkür ayı Kur’an ile iletişimi sağlamak. Son on gün itikaf ile arınıp ıslah edebilmek Islah edilebilmek daha da önem arz ediyor.
