Yazılar

İSLAM’I İSTEYİNCE, HEMEN ÇAĞRILDIM İSTİFAYA!

Bugün 12 Eylül darbesinin yıl dönümü. Bilindiği üzere cahiliye döneminde “Türk-İslam sentezini esas alan milliyetçilik ideolojisi”nin önde gelen bir müntesibi olan Mehmet Pamak, o süreçte Maliye Bakanlığında Gelirler Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaparken darbecilerin oluşturdukları Danışma Meclisinde Çanakkale Üyesi olarak yer alır.

 

Rabbimizin hidayetiyle şereflendikten sonra, Almanya’da muhacir olarak bulunduğu 1999-2000 yıllarında geçmişini ve o süreci değerlendiren ve henüz hepsi yayınlanmamış bulunan şiir formunda bir kitap hazırlar. İşte bu kitapta yer alıp internet ortamında kısmen yayınlanan Danışma Meclisi günlerini ve sonrasını değerlendiren şiirlerinin tamamını 12 Eylül’ün yıldönümü vesilesiyle sizlerle paylaşıyoruz

 

1981-1983 Darbe (Danışma) Meclisinde Durum

 

Darbe meclisinde, ulusçuluk yaptım, alkışlandım

İslam’dan her bahsettiğimde, yuh çekilip dışlandım

 

Ancak meclis dışında, özgür hissederdim kendimi

Kemalist meclis bir kâbustu, arttırırdı derdimi

 

İslam’ı terennüm ettikçe, bu yolda yalnız kaldım

İkbal makamında sıkıldım, baskılardan bunaldım

 

Darbeciye karşı, mecliste savundum tesettürü

Sıralara vurup “yuh” çekti, zalimlerden bir “sürü”

 

“Türkçüler” de horladı, tesettür konusunda beni

Rahatsız olup sorguladım, “Türk-İslam sentezi”ni

 

Sentezin ilk tarafı, memnun ediyordu her nefsi

İslam, bir slogan da olsa, rahatsız etti herkesi

 

Allah’ın ayetlerini okuyunca, laik mecliste

Kimse yanıma yanaşmıyordu, meclisteki kuliste

 

Bağnaz bir tepkiyle dışlandım, susturulmak istendim

İtirazım duyulmasın diye, boğulmak istendim

 

Hak, özgürlük taleplerim, faşistlere ters düşmüştü

Zalim “beyaz Türk”ler sürüsü, başıma üşüşmüştü

 

İnsan hak ve özgürlüğü, tehdit diye algılandı

Darbeci anayasa, bu önyargıyla kurgulandı

 

Hakk’a aykırı her şey, kolay kondu anayasaya

İslam’ı isteyince, hemen çağrıldım istifaya

 

Resmi ideoloji dayattı, despot anayasa

Farklılıkları yok etti, darbeci faşist yasa

 

Bu anayasaya “red” oyu verdim, aynı mecliste

Böyle oluştu, adımı yazdıkları “kara liste”

 

Hakk’ı kısmen haykırınca, sistemce karalandım

İstifa baskısıyla, generallerce sorgulandım

 

Evren, adeta çıldırmıştı, aykırı düştüm diye

Hemen sokulmak istendim, askere uygun çizgiye

 

İtiraz ettim, uymadım, dayatılan düşünceye

Büromun kapısı kırılıp, zarar verildi her şeye

 

Korkutmak istediler, hatta tehdit ettiler ölümle

Evimin kapısını zorlayıp, saldırdılar zulümle

 

Teslim olmadım korkuya, tavrımı sürdürdüm yine

Evren konuştu, “seçtiğimize pişman olduk” diye

 

Ondan sonra, sistem hedef yaptı, düşmanca davrandı

Hak, özgürlük yanlı çabam, hep dışlanarak kınandı

 

Birçok vetolar geldi, şu “kara liste”nin peşinden

Parti kurdum, aday oldum “veto” geldi Evren’den

 

Talep edince, hakkım olan bürokratik kadroyu

Bir de bu sebeple yedim, Kenan Evren’den vetoyu

 

Bakan Cantürk demişti, “yazık ettin istikbaline

Başörtüsünü savunmakla, zarar verdin kendine”

 

Cantürk devamla, “iflah olmaz askere ters düşen

Bu ülkede siyaset yapamaz, farklı yol seçen”

 

Sistem çok rahatsız olmuş, iyice dışlamıştı

Kemalizm’e uyumsuz olunca, linç uygulamıştı

 

 

Rabb’imizin Hidayetiyle Şereflenip Müslüman Oldum

 

Bunaldım bütün bu zilletten, şirkten, fesattan

Hak arayışım kaynaklandı, temiz fıtrattan

 

Sorguladım ahvalimi ve aradım hidayeti

Yaşadım, şirkten-tevhide manevi bir hicreti

 

Bu samimi yönelişle, ulaştım hidayete

Rabb’imizin de lütfuyla, ondan gelen rahmete

 

Kur’an’la teçhiz olarak, kaçındım tağuttan, şirkten

Resulullah’ı örnek alıp, arındım kirlilikten

 

Şirkten, münkerden kaçıp, Allah’a hicret ettim

Pisliklerden arındım, tevhidle şereflendim

 

“La ilahe illallah” deyip, Müslüman oldum

Tehlikeli sayıldım, düşman yerine kondum

 

Merhametle çağırınca, tüm insanları tevhide

Yargılandım hep DGM’de, maruz kaldım tehdide

 

Türkçülüğü terk edip Mü’min oldum, “dönek” dediler

Hemen vurdular, nasıl “dönek”lik bu, söyletmediler

 

Evet Rabb’imin lütfuyla döndüm, şirkten İslam’a

Bu “dönek”lik şeref getirdi, yönelince Kur’an’a

 

Yazardım, sağcı Tercüman’da ve ulusçu Hergün’de

Düşüncem zan alanında, İslami kimlik sürgünde

 

O zaman baş tacı etti sistem ve ulusçu kesim

Pek çok imkân tanındı, gür çıksın diye bâtıl sesim

 

İslamî kimlik döndüğünde, hayat dışı sürgünden

Tevhidi bakış oldu artık, yazılarımda gündem

 

Hakkı haykırınca medyada ve haftalık Selam’da

Artık DGM savcıları, takipçiydi arkamda

 

Siyasi mahkemelerde, yok edildi hürriyetim

Hedef alınıp yargılandı, İslami şahsiyetim

 

Partilerin Durumu ve Teklifleri

 

Uğraştılar, sistemin içine tekrar geri çekmeye

Bazı partiler başladı, yeni teklifler getirmeye

 

Defalarca teklifler geldi, Erbakan ve Kutan’dan

Tek delil gösteremediler, rehberimiz Kur’an’dan

 

Yolları gayri İslami’ydi, delili yoktu İslam’dan

O halde nasıl tabi olurum, ayrılıp da davamdan?

 

Dediler ki: “Seni parlamenter, ya da başkan yapalım”

“Yahut partimizin ön safında, iyi bir yer açalım””

 

İmanım izin verseydi, belki dönerdim geriye

Parlamenter, bakan olurdum, katılıp bir partiye

 

Belki bunları elde etmek, hoş gelirdi nefsime

Aldatıcı sebepler de bulurdum, her hal kendime

 

Ancak, akıdem izin vermez; laikçe hükmetmeye

Zillete, ilkesizliğe ve Kur’an’ı ketmetmeye

 

Razı olanlar bu sapmaya, makam ihtirasıyla

Dünyevileşip ilkesini yer, zan ve hevasıyla

 

“Laik, demokrat, Atatürkçüyüm” der, ikrah olmadan

“Bu sözü ikrah’sız söylemek””, çıkarırken imandan

 

“Hüküm ancak Allah’ın”, nihai olarak İslam’da

Laik yasa yapar, hevayla hükmedilen makamda

 

Allah’ın hükmünü reddeder, laik meclis, hükümet

Vahiyle gelen emirse; “Allah’ın hükmüyle hükmet”

 

Yaklaşmaz, şirkle hükmetmeye tevhidi iman

Bak,”Vahiyle hükmetmeyen”e, kâfir der Kur’an

 

Kim ki dini almaz ise, ancak Kur’an ile sünnetten

Kültür, zan ve hevayı din sayar, çıkamaz hiç zilletten

 

Bir yanda parlamenter makamı, zillet içinde

Diğer yandaysa, zindan ve hicret, izzet içinde

 

Şirki terkle,”Allah taraftarı” olup, buldum izzeti

Şeref getirdi zindan ve hicret, terk edince zilleti

 

“Aptal” dedi bazısı, reddedince “ikbal” teklifini

Dediler; “tevhidi tercihle, kararttın istikbalini.”

 

Dediler ki: “Vekil, bakan olurdun, istikbalin parlaktı.”

Bu sözler, tevhidi yok edecek, bilinçsiz bir tuzaktı

 

Rabb’imin lütfuyla muhafaza oldum, korundum

Gayri İslami yolları reddederek, arındım

 

Arkadaşımdı, birçok yüksek bürokrat ve bakan

Tüm yollar açıktı, ikbale, zenginliğe çıkan

 

Rabb’in izniyle reddettim, çıkar eksenli hayatı

Tevhid yolunda riske attım, dünyadaki rahatı

 

Sarıldım, Kur’an ve sünnetten gelen yönteme

Allah için hep uzak durdum, bâtıl sisteme

 

Hak yolda direndim, reddederek geri dönmeyi

Hatırladıkça iğrendim, sistemdeki her şeyi

 

Bulaşmaktan kaçındım, aynı pisliğe ve şirke

Diğer insanları da çağırdım, tağutu terke

 

İman ettim tevhide, teslim oldum Allah’a

Bağlandım Kur’an’a ve örnek Rasûlüllah’a

 

Allah’a ve Rasulüne, lâyık olmak istedim

“Birinci öncelikli tehdit”, düşman ilan edildim

 

Rabbimiz korusun ve ayağımızı sabit kılsın

Tevhid yolunda şâkir, âbid ve vahye şâhid kılsın

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir




Enter Captcha Here :

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu